Ünsüz Benzeşmesi
f, s, t, k,ç, ş, h, p harfleri ile biten bir kelimeye c, d, g harfleri ile başlayan bir ek gelirse, ekin başındaki yumuşak harfler sertleşir. Buna göre; c-ç, d-t, g-k olur. Yani, Türkçe'de sert ünsüzlerden sonra yumuşak ünsüzler gelmez. Sonunda sert ünsüz bulunan kelimelere yumuşak ünsüzle başlayan ek getirilemez.Bu kurala ünsüz benzeşmesi denir.
Örnek:
Kebap-cı→kebabçı
Yavaş-ca→yavaşça
Ayak-cak→ayakçak
Ayak-da→ayakta
Yurt-dan→yurttan,
Ses-deş→sesteş
Yap-dı→yaptı
Aç-dır→açtır
At-gı→atgık
Seç-gin→seçkin
Çalış-gan→çalışkan
Kıs-gaç→kıskaç
NOT : Bu kural, sayıların rakamla yazılışlarında da geçerlidir. Buna göre rakamlar okunur ve okunuşu p, ç, t, k, f, h,s, ş harflerinden biriyle biterse, ekler de sertleşir. Buna uyulmazsa yazım yanlışı yapılmış olur.
Örnek :
Saat 3'de geldim. (Yanlış)
Saat 3'te geldim (Doğru)
Özel Durumlar
1.Bazı birleşik kelimelerin bu kurala uymadığı görülür : Dikdörtgen, Akciğer...
2.Bazı matematik terimlerinin bu kurala uymadığı görülür: Üçgen, beşgen..
3.–De, da bağlacı, başlı başına bir kelime olduğu için p, ç,t,k,f,h,s,ş harfleriyle biten kelimelerden sonra gelse bile sertleşme kuralına uymaz. Zaten de, da bağlacını –d, -d ekinden ayıran en önemli özelliklerden biri de budur.
-ÜNSÜZ YUMUŞAMASI-
Kelime sonlarında bulunan sert süreksiz ünsüzler (p, ç, t, k ) ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında yumuşayarak “b, c, d, g (ğ)” ye dönüşürler. Bu kurala ünsüz yumuşaması denir.
Örnek :
kitap-ı→ kitabı
umut-u→umudu
bayrak-ı→bayrağı
yaprak-ı→yaprağı
ahenk-e →ahenge
sağlık-ı→sağlığı
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü üzere sert süreksiz ünsüzler ünlü arasında kalarak yumuşamışlardır.
NOT 2. Özel isimlerle yabancı kökenli bazı kelimeler bu kuralın dışındadır.
Hürriyet-i→Hürriyeti
Hukuk-a→Hukuka
Özel Durumlar
1.Tek heceli kelimelerin çoğunda yumuşama olmaz.
Örnek:
Çit-i→ çiti
Tek-i→ teki
Çöp-ü→ çöpü
-ÜNSÜZ DÜŞMESİ-
K ünsüzü ile biten bazı kelimelere –cik, -cek küçültme ve sevgi ekleri getirildiğinde kelimenin sonundaki –k sesinin düştüğü görülür. Buna ünsüz düşmesi denir.
Minik-cik → minicik.
Küçük-cük → küçücük
Büyük-cük → büyücük"
Bazen –l, -msa ekleri de ünsüz düşmesine neden olur.
Ufak-l→ufalmak
Küçük-mse → küçümsemek
Oğul-u -> Oğlu
-BETİMLEME-
Varlıkların okuyucunun gözünde, zihninde canlanacak şekilde ayırt edici nitelikleriyle resim çizer gibi anlatılmasına betimleyici anlatım (tasvir etme) denir.
Betimlemede gözlem esastır. Gözlemle elde edilen bilgiler açık, sade ve anlaşılır bir dille okuyucunun gözünde canlanacak şekilde anlatılır. Betimlemede yazar, tasvir edeceği varlığı kendi bakış açısına, kendi görüş ve değerlendiriş biçimine göre anlatır, betimlemeye kendi yorumunu katabilir.
Yazarın kendi kişisel görüşünü katmadan, nesnel bir bakış açısıyla, bir varlığa ait özellikleri sıraladığı betimlemelere açıklayıcı betimleme; kendi kişisel görüşünü katarak, öznel bir bakış açısıyla, bir varlığın kendinde uyandırdığı duygu ve düşüncelere de yer vererek yazdığı betimlemelere ise izlenimsel betimleme denir.
-ÖYKÜLEME-
Tasarlanmış veya yaşanmış bir olayın başkalarına sözle ya da yazıyla anlatıldığı anlatım biçimine öyküleme (hikâye etme) denir.
Anlatımı yönüyle betimlemeye benzer. Bu nedenle öyküleme betimsel anlatımla karıştırılabilir.
Öyküleme ile betimleme arasındaki fark şudur:
Öykülemede olaylar, kişi veya kişilerin başından belli bir yerde ve belli bir zamanda geçer. Betimlemede ise zaman akış içinde değildir ve kişi veya kişilerin başından geçen herhangi bir olay söz konusu değildir.
Yani betimlemede belli bir zamanda durur nitelikteki eylem veya varlıklar tanıtılır. Öykülemede ise zaman akış halindedir ve olaylar bu akış içinde verilir. Buna fotoğraf ve film örneğini verebiliriz: Fotoğrafta zaman, olay ve varlıklar donmuş durumdadır. İşte betimleme bu donmuş durumun sözcüklere dökülmüş şeklidir. Oysa filmde zaman, olay ve varlıklar hareket halindedir, işte öyküleme de belli bir zaman aralığında geçen olayları anlatan film gibidir.
-AÇIKLAMA-
Bilgi vermek amacı ile oluşturulan yazılarda kullanılan anlatım tekniğidir.
Bu tür yazılarda amaç okuyucuyu bilgilendirmek, ona bir şeyler öğretmek olduğu için sade ve anlaşılır bir dil kullanılır. Açıklayıcı anlatımda yazar, duygularına yer vermez, nesnel bir anlatım hakimdir.
-BENZETME-
Bir kavramı ya da varlığı başka bir kavram ya da varlığın özellikleriyle anlatmaya benzetme denir.
-KARŞILAŞTIRMA-
Birden fazla varlık ya da kavram arasındaki benzerlik veya farklılıkları ortaya koymak için kullanılan anlatım yoluna karşılaştırma denir. Daha çok tartışmacı ve açıklayıcı anlatım içinde kullanılan bu yöntemde, varlıkların farklı ya da ortak yönleri ele alınır.